İSİM VE SOYİSİM DEĞİŞİKLİĞİ DAVALARI
İsim ve Soyisim Kaydının Düzeltilmesi ve Değiştirilmesi Mümkün Müdür?
Nüfus kayıt örneği, kişinin aile kütüğündeki nüfus kaydının çıkarılarak aslına uygunluğu onaylanmış ve aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olan resmi bir belgedir. Nüfus kaydı; kişinin isim, soyisim, uyruk, cinsiyet, anne adı, baba adı gibi esaslı kimlik bilgilerini içermektedir. Bu kayıtlar çeşitli sebeplerden ötürü hatalı olarak düzenlenebilmektedir. Nüfus kaydında yapılan hataların düzeltilmesi ise ancak mahkeme yolu ile mümkündür. Nitekim, nüfus kaydında yapılacak değişiklikler kamu düzenini ilgilendiren hususlardandır. Bu nedenle, bazı istisnalar haricinde, Nüfus Müdürlükleri'nin kişilerin talebi ile nüfus kaydında değişiklik yapmaları mümkün değildir. Uygulamada en sık karşılaşılan talepler, isim ve soyisim kayıtlarının düzeltilmesi ve değiştirilmesine yönelik taleplerdir.
İsim ve Soyisim Kaydının E-Devlet Aracılığı İle Düzeltilmesi Mümkün Müdür?
Nüfus kütüklerine hatalı veya eksik olarak tescil edilen bilgilerin Nüfus Müdürlükleri aracılığı ile düzeltilmesi mümkündür. Bu durumda, kişiler e-devlet üzerinden talep oluşturmak suretiyle düzeltme talebinde bulunabilmektedir. Ancak, bu düzeltmeler sınırlı değişiklikler için geçerlidir. Vatandaşlara bir defaya mahsus olarak verilen bu hak, yalnızca yazım hatalarından kaynaklanan maddi hataların düzeltilmesi veya açık bir şekilde genel ahlaka aykırı olarak görülen isim soyisim kayıtlarının düzeltilmesi için kullanılabilecektir. Örneğin; kişinin nüfus kaydında ''Ayişe'' olan isminin ''Ayşe'' olarak düzeltilmesi veya ''Rabiye'' olan isminin ''Rabia'' olarak düzeltilmesi mümkündür. Bununla birlikte, toplum içinde gülünç karşılanabilecek veya genel ahlak kuralları ile örtüşmeyen isim ve soyisimlere örnek olarak; kişinin nüfus kaydında ''Dönek, Koyun, Ahmak, Şebek'' gibi soyisimlerin değiştirilebilmesi mümkündür. Ancak, kişilerin bunun dışında yapacakları tüm değişiklikler ancak mahkeme yolu ile söz konusu olabilecektir.
İsim ve Soyisim Değişikliğinin Şartları Nelerdir?
Nüfus kaydındaki basit maddi hataların düzeltilmesi dışında, söz konusu kayıtların değiştirilmesi de belli şartlar altında mümkündür. Örneğin bir kişi ''Memet'' olan adının ''Mehmet'' olarak düzeltilmesini E-Devlet üzerinden talep edebileceği gibi mahkeme yolu ile de talep edebilecektir. Ancak, ''Memet'' olan isminin ''Mustafa'' olarak değiştirilmesini isteyen kişi bunu ancak mahkeme aracılığı ile talep edebilecektir. Ancak, kişilerin bu kayıtları keyfi olarak değiştirmeleri mümkün değildir. İsim ve soyisim değişikliği, isim ekleme veya isim çıkarma taleplerinin mahkeme tarafından kabul edilebilmesi için haklı sebeplerin varlığı gerekmektedir.
Türk Medeni Kanunu'nun 27. Maddesi uyarınca: ''Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir.'' Denilmektedir. Bu doğrultuda hem isim hem de soyisim değişiklikleri için haklı sebeplerin varlığı aranmaktadır. İlgili maddede, haklı sebeplerin neler olduğu tek tek sayılmamış ve bu konuda takdir yetkisi hakime bırakılmıştır. Uygulamada, haklı nedenleri Yargıtay içtihatları ışığında değerlendirmek mümkündür. Yargıtay kararlarına bakıldığında isim değişikliği için haklı neden sayılan hallerin başında; kişinin toplum içerisinde farklı bir isimle biliniyor ve tanınıyor olması, kişinin ismini benimseyememiş olması, kişinin ismiyle ilgili bir travmasının bulunması, isminin gülünç veya genel ahlaka aykırı olması gibi nedenler gelmektedir. Soyisim değişikliği için kabul gören haklı nedenler ise genellikle isim değişikliği için sayılan nedenler ile aynı olmakla birlikte, kişinin babası ile ilgili manevi sebeplerin varlığı hallerinde de mümkündür. Örneğin; kişinin babasının babalık görevlerini yerine getirmemesinden kaynaklı olarak babası ile bağ kuramamış olması gibi nedenler soyisim değişikliği için haklı sebep olarak kabul edilebilmektedir.
''İsmini benimsemeyen, kişiliği ile özdeşleştiremeyen kişinin, ismini değiştirmek en doğal hakkıdır. Kişi genellikle belli bir soyadı ile doğar ve doğar doğmaz da ailesi tarafından konan bir isimle anılır. Bu kişi büyüyüp ergin oluncaya kadar öz veya soy ismini benimseyememiş onunla kendisini özdeşleştirememiş olmasına rağmen onu bu isimle veya soy ismiyle yaşamını sürdürmeye zorlamada hiç bir toplumsal yarar olamaz. Hal böyle olunca da, isim değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması, onun öncelikle dikkate alınması gerekir.'' (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 1989/1012 E, 1989/2375 K, 02.03.1989 T)
''4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesi hükmü uyarınca "kişi haklı nedenlere dayanarak adının değiştirilmesini hakimden isteyebilir." Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel, kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır.'' (T.C. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/3787 E. , 2015/17157 K.)
''Dava önadın değiştirilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmü uyarınca kişi, haklı nedenlere dayanarak adının değiştirilmesini hakimden isteyebilir. Yargıtay uygulamalarında yasanın buyurucu hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla bir kişi çevresinde tanındığı adını kullanabilir ve bu adla nüfusa tescilini isteyebilir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacının yakın arkadaş ve akraba çevresinde "..." adıyla tanındığı ve bilindiği, kendisine bu ad ile hitap edildiği anlaşılmış olmakla davacı tarafından haklı nedeni kanıtladığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir.'' (T.C. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/22674 E. , 2016/566 K.)
''4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmüne göre adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Somut olayda davacı, ailesi ve tüm çevresinde Leyla adı ile bilindiğini açıklamış, dinlenen tanıklar da davacıyı Leyla adı ile tanıdıklarını beyan etmiştir. Bu durumda davacının Leyla adı ile tanındığı dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.'' (T.C. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E. 2014/18248 K. 2015/7152 T. 30.4.2015)
''Davacı dava dilekçesinde evlatlık olarak aldığı velayeti altındaki kızının adının aile arasında ve çevrede “Alara” olarak tanınıp bilinmesini istediğini, ancak nüfusa “Cansu” olarak kaydedildiğini, bu farklılığın ileride kendisini mağdur edeceğini dava etmiş, dinlenen tanık da bu iddiayı doğrular biçimde beyanda bulunmuş ise de, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Medeni Yasanın 27. maddesine göre haklı sebebin varlığı halinde ismin değiştirilmesi mümkün olup Yargıtay uygulamalarında da kişinin çevresinde tanınıp bilindiği ismi ile anılmayı ve bunu kayden taşımayı istemesinin haklı sebep teşkil edeceği kabul edilmiştir. Bu halde kanuni bir sakınca da olmadığı anlaşıldığı durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiştir.'' (Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2002/9677 E, 2002/11606 K, 25.11.2002 T)
''Davacılar dava dilekçesinde, velayetleri altındaki kızlarının “Dersim” adı ile tanındığını ileri sürerek nüfus kütüğünde yazılı “Dilan” adının “Dersim” olarak değiştirilmesini istemişlerdir. Kişi, haklı nedenlere dayanarak adının değiştirilmesini hakimden isteyebilir. Davacıların kızlarının “Dersim” adı ile tanındığı dosya içeriğinden anlaşıldığına göre, adının değiştirilmesi için haklı nedeni bulunduğundan istemin kabulü gerekir.'' (T.C. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E. 2011/9929 K. 2011/12617 T. 12.12.2011)
''Davacı dava dilekçesinde...olan soyadının Ilgaz olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanında; babasının annesini ve kendisini terk ettiğini, 2 yaşındayken annesinden boşandığını, terk ettikten sonra ne maddi ne manevi olarak kendisiyle ilgilenmediğini, biyolojik açıdan babası olması dışında kendisiyle hiçbir duygu bağının olmadığını, baba olarak benimsemediği bir kişinin soyadını taşımanın kendisini inanılmaz derecede rahatsız ettiğini, çevresinde ... soyadını taşıyan sadece kendisi olduğunu, ayırca bu soyismin hiçbir konuda gayret sarfetmeyen bir kişiymiş gibi algılanması sebebiyle üzüntüye sebep olduğunu belirterek soyadının Ilgaz olarak düzeltilmesini istemiştir.Somut olayda, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar dosyada toplanan kanıtlar sözü edilen Kanun maddesine göre haklı neden sayılarak soyadın değiştirilmesi yönünden davanın kabulüyle davacının soyadının talep gibi düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, doğru görülmemiştir.'' (T.C. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2017/6537 K. 2017/16938 T. 14.12.2017)
İsim ve Soyisim Değişikliği Davaları Hangi Mahkemede Açılır?
Uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi ve değiştirilmesine ilişkin davaların çekişmesiz olması nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemeleri'nde açılması sıklıkla yapılan hatalardandır. Ancak, isim ve soyisim değişikliği davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri'dir. Bu davada yetkili mahkeme ise davayı açan kişinin yerleşim yeri ya da nüfusa kayıtlı olduğu yer mahkemesidir. Yine bu davalarda hasım olarak davayı açan kişinin bağlı olduğu nüfus müdürlüğü gösterilmektedir. Uygulamada, hasım hatalı olarak gösterilse dahi hakim tarafından re'sen düzeltilmektedir.
İsim ve Soyisim Değişikliği Davaları Hangi Deliller ile İspatlanabilir?
İsim ve soyisim değişikliği davalarında, mahkeme öncelikle kolluk marifetiyle kişinin aranan kişilerden olup olmadığını tespit etmektedir. Kişinin aranan kişilerden olmadığının anlaşılması üzerine, haklı nedenlerin varlığının davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Haklı nedenlerin varlığı ise her türlü yasal delil ile ispatlanabilecektir. Kişinin çevresinde farklı bir isim veya soyisim ile tanınıyor olduğunun tanık delili ile ispatlanması uygulamada en çok karşılaşılan durumlardandır. Bu kapsamda, hakim haklı sebeplerin varlığına kanaat getirdiği takdirde davanın kabulüne karar verebilecektir.
İsim ve soyisim değişikliği için dava dilekçesi hazırlanması, haklı nedenlerin varlığının ispatlanması, delillerin toplanması ve mahkemeye sunulması, somut olaya uygun emsal kararların gösterilmesi, kararın kesinleşmesi ve nüfus kayıtlarına tescil edilmesi süreçlerinin takip edilmesi adına alanında uzman kişilerden destek alınmasını tavsiye ederiz.
Av. Nurefşan İRDEMEZ