TAŞINMAZ MAL ZİLYETLİĞİNİN İDARİ YOLDAN KORUNMASI
TAŞINMAZ MAL ZİLYETLİĞİNİN İDARİ YOLDAN KORUNMASI
Zilyetlik kavramı oldukça geniş kapsamlı bir tanıma sahip olmakla birlikte, Medeni Kanunun 973/1 maddesinin ''zilyet'' tanımından yola çıkılacak olursa ''bir şey üzerinde fiili hakimiyet kurulması hali'' olarak tanımlanabilir. Bir şeyin zilyedi olunup olunmadığı hususu yazımızın konusu olmamakla birlikte kiracı, ödünç alan, intifa hakkı sahibi ve hatta haksız zilyet dahi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Yazımızın konusu daha ziyade 3091 sayılı ''Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun''un incelenmesi mahiyetinde olacaktır. İşbu kanun gerçek veya tüzel kişilere ait taşınmazlar ile kamuya ait olan taşınmazlara karşı yapılan tecavüzleri kapsamaktadır.
Tecavüz ve Müdahalenin Kapsamı
Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulama Şekli ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 11. Maddesi ile tecavüz ''taşınmaz malı zorla veya zilyedinden habersiz olarak işgal etmek veya ele geçirmek veya taşınmazın aynında değişiklikler meydana getirmek'' olarak; müdahale ise ''zilyedin taşınmaz mal üzerindeki mutlak hakimiyetini kısmen veya tamamen ihlal etmek'' olarak tanımlanmıştır. Yine aynı Yönetmeliğin 12. Maddesi ile tecavüz ve müdahale sayılabilecek haller sayılmıştır. Bu kapsamda bahçe, tarla ve arsa gibi arazi üzerinden devamlı olarak gelip geçmek suretiyle zilyedin taşınmazdan istifade etmesine engel olmak; ekim ve dikimde bulunmak; bir hak iddia ederek tarla veya bahçelerdeki mahsulü biçmek, toplamak; başkasının taşınmaz malına taş, toprak, ağaç, gübre ve benzeri şeyleri bırakmak suretiyle zilyedin taşınmazdan istifade etmesine engel olmak; sulama veya içme sularından, su kuyularından, sarnıçlarından, su yollarından, su borularından ve arklarından yararlanmayı engellemek; başkasının arazisi üzerine su geçirmek üzere ark açmak; temel açmak, hendek kazmak, bina yapmak ve bunlara benzer eylemler müdahale ve tecavüz olarak kabul edilmiştir.
Kanunun konut, dükkan, depo ve ahır gibi damlı yapılarda uygulanabilmesi için ise müdahalenin ''fuzuli işgal'' kapsamında olması gerekmektedir. Fuzuli işgal; bir taşınmazı, sahibinin izin ve rızası olmayarak işgal etme, başka bir deyişle bir taşınmazın maliki veya onun yerine bu konuda işlem yapmaya yetkili vekil veya mümessil gibi kimselerle hukuki bir bağlantı kurmadan rıza dışı, henüz boşaltılmamış veya herhangi bir suretle boşalan damlı bir yapıya, eylemli bir durum yaratarak kendiliğinden girme durumudur. (Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulama Şekli ve Esaslarına Dair Yönetmelik m. 15)
Tecavüz ve Müdahale Halinde İdareye Başvuru
Taşınmazına karşı, yukarıda bahsedildiği gibi müdahale ya da tecavüz niteliğinde bir eylemin gerçekleştiğini düşünen zilyet, taşınmaz malı merkez ilçe sınırları içinde ise il Valiliğine, diğer ilçelerde ise Kaymakamlığa başvuru yapabilmektedir.
Zilyet, tecavüz veya müdahaleyi öğrendiği tarihten itibaren 60 gün içinde yetkili idari makama başvurmalıdır. Tecavüz veya müdahalenin vuku bulduğu tarihten itibaren 1 yıl geçtikten sonra ise, hiçbir şekilde bu Kanuna dayanılarak başvuruda bulunulamaz. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerle menfaati umuma ait olan taşınmaz mallara yapılan tecavüz veya müdahalelerde ise süre aranmaz.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, tecavüz ve müdahalenin önlenmesine konu anlaşmazlığa yönelik açılmış bir dava yahut mahkeme tarafından verilmiş bir ihtiyati tedbir varsa idareden taşınmaz mala yapılan tecavüzün önlenmesi talep edilemez. Zilyetliğin idari yoldan korunmasına konu edilen taşınmazın herhangi bir davaya konu edilmiş olması Kanunun uygulanmasına engel teşkil etmez. Örneğin boşanma davasında mal paylaşımına konu edilmiş olması taşınmaz hakkında 3091 sayılı Kanuna göre bir karar çıkmayacağı anlamına gelmez. Ancak taraflar arasında Medeni Kanuna göre mülkiyet hakkına dayalı bir müdahalenin men’i veya zilyetliğin ihlali nedeniyle açılmış bir tecavüzün ref’i davası var ise bu Kanuna göre tecavüzün önlenmesi talep edilemez.
Soruşturma ve Karar
Usulüne uygun başvuru üzerine vali veya kaymakam yahut da yetkilendirecekleri kişiler yerinde soruşturma yapar. Keşif esnasında tarafların tanıkları ve yetkili kişi gerekli görürse tarafsız kişiler ile yetkili birimler dinlenir. İfadeler Ceza Muhakemesi Kanununca yeminli olarak dinlenir ve soruşturma 15 gün içerisinde tamamlanarak karar verilmesi gerekir.
Kanunun 7. Maddesine göre, verilen kararlar idari yargı yolu açık olmak üzere kesindir. Açık olan yazı ve hesap hataları ise yetkili idarece re'sen düzeltilebilir.
İdarece verilen kararın kesin olması üstün bir hak iddiasında bulunanların adli yargı yoluna başvuru yapmasını engellemez.
Kararın Uygulanması ve Uyulmaması Halinde Yaptırımı
Zilyedin yapmış olduğu başvurunun kabulü halinde, kararı vermeye yetkili amirce görevlendirilecek infaz memuru kararı yerine getirir. İnfaz memuru, kararı önüne geldiği tarihten itibaren 5 gün içinde yerine getirir.
Kanunun 15. Maddesi ile taşınmaz mala aynı mütecaviz tarafından yahut onun yararına başkaları tarafından kasten yapılan tecavüz ve müdahaleler suç olarak kabul edilmiş olup fail maddede düzenlenmiş hali ile cezalandırılır.
Verilen Karara Karşı İdari Başvuru Yolu (İptal Davası)
İdarece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu iddia eden kişi, kararın kendisine tebliğinden itibaren 60 günlük hak düşürücü süre içerisinde İdare Mahkemesinde iptal davası açma hakkına sahiptir. İdarece verilen karar kesin karar niteliğinde olduğundan, karara itiraz edecek olan kişinin ayrıca İYUK madde 11 ile düzenlenen ''Üst Makama Başvuru'' şartını sağlaması gerekmez. Bu sebeple 60 günlük iptal davası açma süresi kararın tarafa tebliğinden itibaren başlamakta olup taraf, üst makama başvuru yapsa bile iptal davası açma süresi durmayacaktır.
Yazımızda her ne kadar genel hatları ile 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun amaç, kapsam ve uygulamalarından bahsetmiş isek de somut olaya göre değişen birçok husus bulunmakta olup hukuki sürecin daha sağlıklı yönetilmesi adına her zaman bir uzmandan yardım almakta fayda vardır.