EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARIN HAKLARI

Adsız tasarım.png

Ev Hizmeti Nedir?

Günümüzde birçok kişi ev ve bahçe hizmetlerinde yardıma ihtiyaç duymakta ve bu doğrultuda işlerinin yürütülmesi amacıyla çalışan istihdam etmektedir. Ev hizmetlerinde çalışan sayıları küçümsenmeyecek derece fazladır.

Ev hizmetleri, yaşanılan konut ile doğrudan ilgili olan ve ev yaşamının getirisi niteliğindeki işlerdir. Evin temizliği, yemek yapımı, çamaşır-ütü işleri, ev hayvanının bakımı, bahçe işleri vb. işler ev hizmetine örnek olarak verilebilir. Yine yargıtayca aile bireylerini evden alarak alışverişe, şehir içinde gezmeye götüren, boş zamanında ev ve eklentilerinde zamanını geçiren şoföründe yaptığı işin ev hizmeti olduğu kabul edilmiştir. Ev hizmeti çalışanları ise; hizmetçi, temizlikçi, aşçı, uşak, kahya, şoföri bahçıvan vb. sıfatları taşıyan kimselerdir.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/3981 E. , 2019/9044 K. Sayılı Kararında ev hizmetlerini "Ev hizmeti evde yapılmakla birlikte, herhangi bir iş olmayıp doğrudan yaşanan mekana yönelik bir iştir. Yaşanan konutla doğrudan bağlantı içerisindedir. Doğrudan eve ve ev yaşamına yöneliktir. Dolaylı olarak ev yaşamına katkıda bulunan, onu kolaylaştıran hizmetlerdir. Ev hizmetinin doğrudan eve veya ev yaşamına yönelik olması gerekir. Ev hizmeti evden soyutlanamaz (Okur A. R., Ev Hizmetlerinde(İşlerinde) Çalışanların Sigortalılığı, Kamu-İş Dergisi, Cilt 7, Sayı 3, 2004,s. 10)." şeklinde açıklamıştır.

Yaşlı yahut çocuk bakımı ev hizmeti niteliğinde midir? Hem yaşlı yahut çocuk bakıp hem de ev işleri ile ilgilenen çalışanlar ev hizmeti kapsamında değerlendirilir mi?

Yargıtay evde hastaya bakan hemşire ve çocuk eğiticisini ev hizmeti kapsamında görmemiş ve bu tür bir iş ilişkisinin İş Kanunu'nu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/10685 E., 2019/21672 K. Sayılı Kararı'nda "Evde hastaya bakan hemşire ve çocuk eğiticisi İş Kanunu kapsamında değerlendirilmelidir." şeklinde işbu duruma yer vermiştir.

Aynı anda hem çocuk yahut yaşlı bakımı ile ilgilenen hem de evdeki diğer işleri yerine getiren kişilerin değerlendirilmesinin nasıl yapılacağı sorusu akla gelmektedir. Bu durumda çalışan tarafından verilen hizmette ağırlığın nerede olduğuna bakılmalıdır. Yani çalışan ağırlıklı olarak çocuk yahut yaşlı bakımı ile mi ilgileniyor yoksa ev hizmetleri kapsamında olan ütü, yemek yapımı vb. işler ile mi? Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/10685 E., 2019/21672 K. Sayılı Kararı'nın devamında işbu durumu "Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin ev hizmetlerinde tam zamanlı olarak çalışıp çalışmadığı ve çocuk bakımı işinden de bahsedilmiş olmakla çocuk bakımı işinin ağırlık kazanıp kazanmadığı belirlenerek çalışmanın niteliği kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konmalı ve sonucuna göre davanın açıldığı tarih itibariyle görev hususu değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Davacının ev hizmetlerinde çalıştığının tespiti halinde İş Mahkemesinin görevli olamayacağı, ancak yapılan işin ağırlıklı olarak çocuk bakımı olduğunun tespiti halinde İş Mahkemesinin görevli olduğu dikkate alınarak öncelikle görev sorunun çözülmesi gerekirken davanın esastan incelenerek karara bağlanması hatalıdır." şeklinde özetlemiştir.

Ev Hizmetleri Çalışanları Hangi Kanun Kapsamında değerlendirilir?

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 4. Maddesi gereğince ev hizmetleri için çalışanlara İş Kanunu hükümleri uygulanmayacaktır. Ev hizmetleri için çalışanların hakları ve yükümlülükleri Türk Borçlar Kanunu’nun “hizmet sözleşmesi” hükümleri uyarınca belirlenecek ve çalışanlar bu kanun kapsamında değerlendirileceklerdir.

Ev Hizmetlerinde Çalışanların Tatil ve İzinleri Türk Borçlar Kanunu'nda nasıl düzenlenmiştir?

Yıllık İzin :

Türk Borçlar Kanunu'nun 422. Maddesinin 1. Fıkrası "İşveren, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yılda en az iki hafta ve on sekiz yaşından küçük işçiler ile elli yaşından büyük işçilere de en az üç hafta ücretli yıllık izin vermekle yükümlüdür. " şeklindedir. İşbu kanun maddesi gereğince ev hizmetlerinde çalışanlarının da yıllık izin haklarının olduğu açıktır. İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık ücretli izin süresine ilişkin ücretini, ilgili işçinin izne başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermekle yükümlüdür. Hizmet sözleşmesi sona eren çalışan eğer ki yıllık izinlerini kullanmadı ise yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenecektir.

Haftalık İzin:

Mevzuat uyarınca işveren, işçiye her hafta, kural olarak pazar günü veya durum ve koşullar buna imkân vermezse, bir tam çalışma günü tatil vermekle yükümlüdür. İşçi, kullandırılmayan hafta tatillerini, ücret alacağı olarak işverenden talep edebilecektir.

Ulusal Bayram ve Genel Tatiller :

Türk Borçlar Kanunu'nda işbu husus ayrıca düzenlenmemiştir. Ancak ev hizmetlerinde çalışanlarında ulusal bayram ve genel tatil günlerinde izin verilmesi gerekir. Aksi halde, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmanın karşılığının işveren tarafından ödenmesi gerekir.

İş arama İzni :

Türk Borçlar Kanunu'nun 422. Maddesi'nin 2. Ve 3. Fıkrası "İşveren, belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin feshi hâlinde, bildirim süresi içinde işçiye ücretinde bir kesinti olmaksızın, günde iki saat iş arama izni vermekle yükümlüdür. İzin saatlerinin ve günlerinin belirlenmesinde, işyerinin ve işçinin haklı menfaatleri göz önünde tutulur." şeklindedir. Görüldüğü üzere kanun koyucu belirsiz süreli ev hizmeti sözleşmelerinde çalışana iş arama izni verilmesi zorunludur.

Ev Hizmetlerinde Çalışanların Kıdem ve İhbar Tazminatı Hakkı Var mıdır?

Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde değerlendirilen ev hizmetlerinde çalışanlarının "kıdem tazminatı" hakkı mevcut değildir. Her ne kadar Türk Borçlar Kanunu'nda kıdem tazminatı düzenlenmemişse de kanun koyucu haklı sebebe dayanmadan hizmet sözleşmesini fesheden işverene tazminat sorumluluğu yüklemiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun 438. Maddesi uyarınca haklı sebebe dayanmadan belirsiz süreli hizmet sözleşmesini fesheden işveren, hakim tarafından belirlenecek tazminatı çalışana ödemek zorunda kalacaktır.

Ev hizmetlerinde çalışan kişilerin ihbar tazminatı hakkı ise TBK m. 432/1 "Belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinin feshinden önce, durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. Hizmet sözleşmesi; bildirimin diğer tarafa ulaşmasından başlayarak, hizmet süresi bir yıla kadar sürmüş olan işçi için iki hafta sonra; bir yıldan beş yıla kadar sürmüş işçi için dört hafta ve beş yıldan fazla sürmüş işçi için altı hafta sonra sona erer." şeklinde düzenlenmiştir. Örneğin 4 yıl ev hizmetlerinde çalışan kişinin sözleşmesini işveren sona erdirecek ise 6 haftalık ihbar süresi tanıması gerekecektir. İşbu süreyi kullandırmaz ise işveren, bildirim süresine yani ihbar süresine ilişkin ücreti çalışana ödemek zorundadır.

Ayrıca hizmet sözleşmesinin fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işveren, işçiye fesih bildirim süresine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemekle yükümlüdür.

Sonuç itibariyle ev hizmetleri kapsamında çalışan kişilerin hak ve yükümlülükleri Türk Borçlar Kanunu'nun kapsamında belirlenir. Çalışanlar, hak ve alacaklarını da genel mahkemeler aracılığıyla işverenlerden talep edecektir. Yukarıda açıkladığımız tüm bilgiler oldukça genel bilgiler olup konunun başkaca birçok ayrıntısı mevcuttur. Somut olayın tüm özellikleri gözetilerek göre değerlendirme amacıyla uzman kişilere danışmanızı öneririz.

Mutlu ve huzurlu günler dileriz.

Dip Not: Yukarıda yer alan Yargıtay kararlarına https://karararama.yargitay.gov.tr/ aracılığıyla ulaşılmıştır.